BİLDİRİ DETAY

Onur KARABIÇAK
TÜRKİYE’DE MEDYANIN GÜNCEL SORUNLARI: SIYASAL GERÇEKLIK VE KAMUSAL ALAN PERSPEKTIFLERINDEN BIR İNCELEME
 
Türkiye’nin 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nden sonra içinde bulunduğu politik statünün değişen medya stratejisiyle olan eş zamanlı yakın ilişkisinin, medya sahiplikleri incelendiğinde, herhangi bir ideolojinin savunusunu yapmaksızın, sosyolojik çerçeveden incelenmesi toplumsal iletişim aksaklıklarını tespit etmek için gereklidir. Medya patronlarının sahip oldukları kanallardaki yayın politikalarını ve yayın kadrolarını değiştirmeleri yeni bir şey değilken, ana akım medyanın dokuzda sekiz gibi bir çoğunluğunun birbiriyle aynı görüşlere sahip yayın politikalarıyla yönetilmesi yeni bir şey olarak görülebilir. Çeşitli önde gelen objektif siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler çalışmalarının gösterdiği üzere Türkiye’nin liberal güvenlik devletinden güvenlik devletine geçişi medyada da yankılar uyandırdı. Az incelenen bir dönem olmasına rağmen medyanın toplumu şekillendirmesi ve toplumun medyaya yanıtını arşiv çalışması ve söylem analizleriyle saptamak mümkün. Bu analizleri erken modern dönemlerde ortaya konulan çerçevelerde incelemektense daha hızlı gerçekleşen değişimleri açıklama olanağına sahip olan post-modern görüşlerin ilgili kısımlarıyla çözümlemek daha elverişlidir. Bu çalışmada, Türkiye’de medya üzerinden tüketicilerin algıladığı siyasal gerçekliğin ve kamusal alanın yine medyanın kutuplaşmasıyla erozyona uğramasını sırasıyla ilk bölümde Foucalut’nun epistemesiyle Jean Baudrillard’ın post-truth’tan farklı olarak ortaya koyduğu simulakr kavramıyla açıklarken, ikinci bölümde zeminin Bauman’ın güvenlik-özgürlük takasının oluşturduğu zeminde Jürgen Habermas’ın Kamusal Alan kavramları çerçevesinde Türkiye’de medya ve siyasal iletişim analiz edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Siyasal Gerçeklik, Kamusal Alan, Simulakr, Episteme, Doxa, Protesto, Medya



 


Keywords: