SUBMISSION DETAIL

Murat KORKMAZ, Mustafa TALAS, Gülsen DEMİR
 


Keywords:



HUKUKUN ADALETSİZLİĞİ VE TOPLUMSAL YANSIMALARI
 
Adalet kavramı, adaleti, eşitliği ve bireysel hakların korunmasını sağladığı için işleyen herhangi bir toplumun özünde yer alır. Bununla birlikte, gerçek şu ki, hukuk sistemi kusurlara karşı bağışık değildir. Hukuktaki adaletsizlik durumlarının geniş kapsamlı toplumsal sonuçları olabilir. Bu çalışmada yasal adaletsizliklere katkıda bulunan faktörler araştırılmış ve bunların gerektirdiği sosyal sonuçlar incelenerek, hukuk adaletsizliği ve bunun toplumsal sonuçlarına ilişkin veriler değerlendirilmiştir. Hukuk sistemi, adaleti korumak, anlaşmazlıkları çözmek ve sosyal düzeni sürdürmek üzere bir çerçeve üzerinde tasarlanmıştır. Bununla birlikte, içsel önyargılar ve eşitsizlikler hukuk sistemine sızarak adaletsizliğin sürmesine yol açmıştır. Yasal adaletsizliğe katkıda bulunan önemli bir faktör, kaynakların ve gücün toplum içindeki eşitsiz dağılımıdır. Sosyoekonomik eşitsizlikler, ırksal önyargılar ve sistemik ayrımcılık, yasal temsile eşit olmayan erişimle sonuçlanarak yasanın uygulanmasında ve icrasında eşitsizliklere neden olmuştur. Ayrıca, yasaların yorumlanması ve uygulanması toplumsal normlardan, siyasi ideolojilerden, hakimlerin ve karar vericilerin kişisel önyargılarından etkilenebilmektedir. Bu öznellik, farklı bireysel zenginlik, sosyal statü veya bağlantılar gibi faktörlere bağlı olarak değişen derecelerde adalet alabildiğinden, yasal sonuçlarda tutarsızlıklara neden olmaktadır. Bu tür eşitsizlikler, halkın hukuk sistemine olan güvenini baltalamakta, yasaların algılanan meşruiyetini aşındırmakta ve toplumsal hoşnutsuzluğu beslemektedir. Hukuk adaletsizliğinin geniş kapsamlı toplumsal etkileri bulunmaktadır. İlk olarak, adil ve uyumlu bir toplumun temelleri olan eşitlik ve hakkaniyetine yönelik ilkelerini baltalar. Bireyler hukuk sistemini önyargılı veya belirli grupları kayırıcı olarak algıladığında, marjinal topluluklar arasında kızgınlık, yabancılaşma ve güvensizlik duygularını besleyebilmektedir. Bu, sosyal bölünmelere, çatışmalara ve sosyal uyumun bozulmasına neden oluşturur. İkincisi, yasal adaletsizlikler baskı döngülerini sürdürebilir ve sistemik eşitsizlikleri sürdürebilir. Belirli gruplar yasal sistem içinde sürekli olarak ayrımcılık ve haksız muameleyle karşı karşıya kaldığında, bu durum mevcut güç dengesizliklerini pekiştirir ve sosyal hareketliliği engeller. Bu, bireylerin sosyal, ekonomik ve politik alanlara tam olarak katılmasını engeller. Büyük bir umutsuzluk ve hayal kırıklığı duygusunun da en önemli nedenidir. Dahası, yasal adaletsizliğin toplumsal sonuçları doğrudan etkilenen bireylerin ötesine de geçer. Marjinalleştirilmiş topluluklar sistemik önyargılara meydan okumak ve düzeltmek için seferber olur. Bu durum hukuk sistemi içindeki adaletsizlikler toplumsal hareketler ve aktivizm için katalizör görevi görür. Bu hareketler artan sosyal farkındalık, kamusal söylem ve yasal reform taleplerine yol açar. Bununla birlikte, adalet ve yasal adaletsizlikler için uygun çareler konusunda farklı görüşlere sahip farklı gruplar arasında gerilim ve çatışmalar meydana gelir. Kişi ve topluluklar kendi adalet sistemlerini yaratmaya, adalet dağıtmaya ve hüküm kurmaya başlar. Hukukun adaletsizliğini ele almak, adalete eşit erişimi sağlamak gerekir. Tarafsızlığı teşvik etmeyi ve hukuk sistemindeki sistemik önyargıları ortadan kaldırmayı amaçlayan kapsamlı reformlar gerekir. Bu, adli yardım programlarının güçlendirilmesinde en önemli etkenlerden birisidir. Hukuk mesleğinde çeşitliliğin ve katılımın teşvik edilmesi, şeffaf ve hesap verebilir yargı süreçlerinin uygulanması, insan haklarına ve eşitliğe saygı kültürünün teşvik edilmesi gibi önlemleri gerektirir. Çalışma sonunda elde edilen bulgu ve alanda yapılan çalışmaların sonuçları değerlendirildiğinde, hukuk adaletsizliğinin derin toplumsal sonuçları olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum toplumun hukuk sistemine olan güveni aşındırmış ve toplumsal eşitsizlikleri şiddetlendirmiştir. Yasal adaletsizliklerin tanınması ve ele alınması, adil ve uyumlu bir toplumu desteklemek için esas kabul edilmelidir. Adalete, tarafsızlığa ve sorumluluğa eşit erişim için kamusal yönetimin sorumluluklarını çok iyi yerine getirmesi gerekir. Bu yönde çabalayan ve adaletin doğru tecelli etmesine katkı sağlayan birey ile topluluklar da ayrıca desteklenmelidir. Toplumun tüm üyeleri için adalet, eşitlik ve sosyal adalet ilkelerini destekleyen, yasal bir çerçeve oluşturmaya tüm kanun koyucular, politikacılar ve kamu yönetimi sorumlu ve yükümlüğünü iyi bilmelidir. ORCID NO: 0000-0001-7925-5142

Anahtar Kelimeler: Adalet, Toplumsal Adalet, Adaletin Tecellisi, Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlik